26.12.2009

HoCaM!


çalıştığım yerde blogger'ı yasakladılar.. ne okuyabiliyorum ne yazabiliyorum.. oysa sabahları kahvaltılık simit ve çayla ne güzel oluyodu... çok mutsuzum be atom!


çevirilerimi yapacak bi babayiğit buldum... hem de 45+35 sayfalık 2 çeviriyi 550 TL karşılığında yapacak bana.. işalla kazık yemem bea :)


okul bitmek üzere.. yani ilk dönem.. 28 ve 29 aralıkta 3 sınav; 5 ocakta da 1 tane..sonra özgürüm.. en azından şubata kadar :) örgü örmek, dizi izlemek ve roman okumak istiyorum.. sıradan, sıkılgan ve moron olmalıyım...


şubat ayıyla birlikte, hocalık yapmaya başlıyorum güzide bi üniversitede.. part time hocalık :) hem okul, hem iş hem de hocalık.. hakkımda hayırlısı :D ders planı falan hazırladım.. iki sınav serpiştirdim aralara.. ne garip bi his, bi bilseniz :)


şimdi bi panel yazmam gerekiyo.. bi anket düzenlicem bunun için.. aslına bakarsan çok saçma iş ama hangi iş mantıklı ki?


bu tarz işlere bulaşmış olanlar bilirler, bilimsel bi makale yazmaya kalkarsan, yeni bişi söleyemezsin.. hep sölenenleri okur ve onların bi derlemesini yazarsın.. benim bunu aklım almıyo... yazılmış olanı bi daha yazmanın nesi bilimsel?


bu aralar aklım yüksek lisansla feci şekilde dolu olduğundan, başka bişi yaşayamıyor ve yazamıyorum.. sıkılan varsa el kaldırsın.. istek yazı yazarım, şahsa münhasır :)


oldu o zaman, iyi günner..


24.12.2009

BakınıZ


sabah sabah, üstelik "fili bile uyutabilecek" alerji hapımın etkisinde gözlerimi açamazken ve o gözlerin açılması gerektiğini de feci şekilde bilirken; ayılmak için okumayı sevdiğim bi siteden bahsedeceğim..


bilmem siz sinema sever misiniz?
bilmem sinemaya gitme kararını vermeden önce, filmler hakkında yazılanları okur musunuz?
bilmem aslında sinemaya gidesiniz bile yokken, okuduğunuz bir yazı ile gitmeye yeltenir misiniz?
ben yapıyorum..

ben bu adamların yazdıkları yazıları çok severek okuyorum.. izleyeceğim filmleri, burda anlatılanlardan etkilenerek seçiyorum.
okuduklarımın arasında beni etkileyenleri seçiyorum ve şimdiye kadar hiç yanılmadım..
çok şey öğreniyorum bu siteden, sinemaya dair..

diziler hakkında da yazıyorlar, özel röpörtajlar yapıyorlar.. sadece türk oyuncularla da değil üstelik.. yabancı oyuncu ve yönetmenlerle, çok keyifli söyleşileri oluyor..

bu adamlar bu işi ciddiye alıyorlar..
ihtiyaç halinde bakınız :)


paylaşayım istedim :)


23.12.2009

İğReTi


abicik de gubicik!

nası bi insan her zaman böyle mutluluk pıtrağı olabilir ki ya?
hiç mi canın sıkılmaz, hiç mi yüzün düşmez arkadaşım?
hep etrafına pırıltılar saçmak zorunda mısın?
en iyi, en güler yüzlü, en tatlı sen olmak zorunda mısın?

yılbaşı ve özel günlerde etrafındakilere küçük de olsa hediyeler alarak onları düşündüğünü anlatır ya bu insanlar... ben onlardan nefret ederim! ben düşünmem çünkü.. çoğu zaman parama kıyamadığımdan, kimselere de hediye almam.. çok isteyerek, engel olamadığım hediye alma dürtüsüne kapıldığım insanlar var elbet.. ama onlar da bi elin parmaklarını geçmez.. mesela, seninle aynı ofiste çalışan sekretere neden hediye alırsın ki? ya da yüzü asık duran çaycı kadına, gereksiz yoğunlukta bi şefkat gösterirsin?

her gün makyajlısındır sen.. saçların da yapılıdır.. uykusuz olduğun görülmemiştir.. ayakkabıların asla çamurlanmaz.. sen çöplerini bile geri dönüşüm için ayırangillerdensindir..

senin gibilerden nefret ediyorum... üstelik nefret kelimesini tek seferde yazamazken...
21.12.2009

PaZarTeSi GüNLeRi

ne tuhaf bir pazartesi yaleppim!

yarın ilk dönemin son dersine gidiciim.. bitti yarısı be (yarısı derken; ders döneminin yarısı, yanlış anlaşılma olmasın)! yüksek lisans dediğin, göz açıp kapayana şekerim.. o değil de, bende bi heves iki gündür... bitecek ya artık, yumurta kapıya dayandı ya.. sular seller gibi ödev yazıyorum :) ama ne olursa olsun, o çeviriler yetişmeyecek be atom!

kar yağacak dedilerdi, demirdöküm gibi çıktım sokağa sabah.. tamam soğuk ama, o kadar da abartmaya gerek yokmuş hattızatında... komik oldum ele güne karşı.. hele liseli bebeleri görmek lazım.. aman karizmadan ödün verme bebeyim, sen böle çok daha güzelsin... incecik montlar, ayaklarda converseler... bazısının ayağında çorap yok, delikanlılar(!) sadece gömlek giymiş çıkmış.. bak bahsedince bile tüylerim dikeldi :)

neticede kar yağmadı, hatta sigara içmeye çıktığımda güneş bile vardı.. artık önümüzdeki maçlara bakıcas meteoroloji :)

yarın sabah 6 da sokaklara döküldüğümde de bugünki gibi iyi niyetli ol, olur mu hava?

bi de perşembe günü gidip ehliyetimi alcam! ne mutlu değil mi?
o da ayrı bi maceraydı ama anlatamadım, arada kaynadı...
özet geçmek gerekirse... kimsenin karakolla, devlet dairesiyle işi olmasın kardeş; dağlara taşlara..
hele de polis... ah o polis... anlamadığım, o egoyla nası yaşıyo o herif.. gerçi halkımız da az gerzek değil ama.. amaaaan; neyse ya, yesinler birbirlerini :)

etliye sütlüye karışacak havamda değilim hiç.. keyfim yok, hava da soğuk... bu akşam da gidip bi dünya şey okumam, yazmam fln gerekiyo.. aman ya...

başta da sölediğim gibi; ne garip bi pazartesi yaleppim!
19.12.2009

CuMaRTeSi

cumartesi bugün, nası sessiz heryer.. arada iç odalardan birinden, sohbet etmekte olanların kahkahası geliyor, hepsi bu.. herkes kendi halinde; çok olası ki, kimse çalışmıyor..zaten bugün burda olmak kimsenin hoşuna gitmiyor. bense saatin dokuzkırkbeş olmasını bekliyorum. çünkü sigara saati demek.. elimde kocaman termos fincanım ile bahçeye çıkıp, ardarda iki sigara patlatacağım demek.. istanbul da nası soğuk bu sabah! evlerden ırak... kar yağacak diyor ya meteoroloji, yağsa da kurtulsak dedim bu sabah.. ki nefret ederim kardan kıştan. ama en azından husumetini alır havanın, meymenetsiz soğuk gider.. aksi takdirde, bu havanın sonu nereye varır, korkarım.. ofisten bi arkadaşımız kırklareli'ye askere gitti. kız arkadaşından aldığımız son bilgilere göre, soğuktan hiçbişi yapamıyolarmış.. talim terbiye hak getire.. askerin bile elini kolunu bağlamış soğuk, peh...
bu hafta, okulumun son haftası olacak... son kez bu salı gideceğim, çarşamba gitmeyeceğim bile.. ve ilk dönem bitmiş olacak.. sonra finaller, yetişmesi gereken çeviriler derken, bi bakıcam, bitmiş dönem... şubata kadar rahatım sonrasında.. hayalini kurduğum o "çay-tv-sabahlık" üçgeni içinde günler geceler geçireceğim...diziler izlemek istiyorum deli gibi... eskiden çok yapardık ev arkadaşımla, çayımızı demler, birimiz bi koltuğa, diğerimiz diğer koltuğa yayılır, bütün akşam tembel tembel takılırdık.. işte yine o günlere dönüş yapmak istiyorum.. bi süreliğine de olsa... şubata da dinlenmiş başlarım heralde.. bakalım kahramanımızın başına, ikinci dönemde neler gelecek?

dokuzkırkbeş olsun, bi sigara içip sakinleşeyim.. sonra da 12.30 olsun, evime gideyim... sıcak olsun, yumuşak olsun.. polar sabahlık, zürafa terlik.. ufff, özledim :)
18.12.2009

zZzZzZ...

ÇOK UYKUM VAR!


çalışmak zorunda oluşuma bir, alerjiye iki demek istiyorum!
14.12.2009

PiŞMaN

çok pişmanım be atom!
bütün haftasonu yattım, hemi de camış gibi (sölemesi ayıp)
şimdi de tutuşmuş vaziyetteyim!
yarına sunmam gereken bi faktör analizi ödevim var, acık ucundan başlanmış...
bi de çarşamba gününe sunmam gereken insan kaynakları ödevim var ki, ona dair elimde hiçbişi yok...
ya tamam çok stressliyim falan ama, hakkaten bişi yapmıyorum yüksek lisans için. sadece stressini çekiyorum... bu yüksek lisans da bu şekilde biterse, bana helal olsun :D
yata yata yüksek lisans yapmış olucam.. tıpkı lisansta olduğu gibi...

bu gece bana yine uyku yok sanırsam :(

allam, nolur kötü bişi olmasın :)
13.12.2009

PaZaR

sakin bir pazar günü.. evde oturmanın, oturabilmenin verdiği huzur ile, kendimden geçmiş vaziyetteyim.. polar sabahlık, puhidi terlik, sıcak çay...
ders çalışmam lazım bugün.. hatta tüm gün, az sonra başlayacağım hatta.. rahatım, içimde telaş yok, mutluyum...
akşama fırın makarna yapar mısın dedi sevgilim, kaşar peyniri almak için dışarı çıkmam gerekecek, bi ona bozuluyorum...
boş geçen günlerimi özledim... dizilerden, filmlerden bahseden blogları okudukça, hüzünleniyorum ( bu lafım sana toph)... ama şu yüksek lisans bi bitsin, ben de izliycem bi sürü dizi :)
huzur olsun, gerisi boş be hacı..
11.12.2009

AnaLiTik GuGıL

ya o değil de, hakkaten ciddi bi iş için google'a girip, "mütevelli heyeti" yazıp arayanların benim bloga gelmesi içimi acıtıyo yaw..

"kompela ne demek" diye sormuş, gelmiş beni bulmuş adam... internet kullananların yaşı çok genç be hacı, kompelayı bile hatırlamayan nesle aşina değilim ben şahsen!

"tıp dilinde negatif" bak bunu ben de bilmiyorum...

"değişken kadınlar" heeeh, bana bunlarla gel.. bir değil, binlerceyiz maalesef :)

"isobel and cleo" kim bunlar yahu?

"20.11.2009 balık hal barbunya fiyatları" hacı, kafan mı güsel?

"amanbea" yazmış biri.. adama kal geldiği yerde, sen bana gönderiyosun be google... niye bana okumaya hevesli adamlar göndermezsin ki.. bıkmış adamı ben mi caydıracam sanki?

"hasta polly" amacın ne arkadaşım?



google! sen nası bi bağlantı kurarak bu adamları bana gönderiyorsun?



daha ne cevherler var ama yazamıyciim.. o kadar anlamsız ki...
benim de boş vaktim oldu mu böle ikişer üçer yazı giriyorum ya...
beni beni ya :D

ces'in günlerdir bar bar bağırdığı orhan çelik denen adamın yaptığı hırsızlık olaylarının ayyuka çıktığını öğrendim.. sadece ces değilmiş kurban.. ben kurbanlar arasında değilim sanırım, oturup da bakmadım.. ama bu işe canını sıkan insanlar var ve ortada haksız da bi kazanç var. buna dur demek için, yazılmış bir yazı keşfettim efem.. ben de üzerime düşeni yapıyor ve linkini yayınlıyorum..


bundan sonrasında da bu ya da benzeri olaylarda üzerime düşeni yapmak isterim...

sevgiler, saygılar..




Bardağını kapan gelsin, çaylar benden!

Şakir, sen kal...
:D

8.12.2009

GuZuR


annemin evinden bildiriyorum!

önümde çayım, yanında sigaram, yan koltukta dünya tosunu kedim ve annemin huzuru ile mutluyum be atom!


sınav da bitti, sunum da..

iki ödev hazırlamam lazım haftaya kadar.. hepsi bu.. nası rahatım bu akşam..


bi tek eksiğim var, içimi acıtan..


ama hayat güsel, yarın önemli.. hem de iki ayrı açıdan..

du bakayım, beklediğim o iki haber de iyi sonuçlanırsa; hepinize benden çay...

(şakir'e çay yok!)
şimdi, herkes işinin başına..
saat 00.53, ayaktayım..
ders çalışmak için, gün içinde uyudum çünkü..
ders çalışmak istemiyorum.. artık istemiyorum...
yorulduğumu hissediyorum..
tükenmişlik sendromu diye bi tabir var, bizim elemanlardan birinin tez konusu...
araştırmaya gönüllü denek olmak niyetindeyim..

kendimi dinlemek gibi bi alışkanlığım yok benim..
mesela doktora gidersin de, sorar di mi.. "ne zamandır var bu şikayetiniz, peki öksürük de var mı yanında" fln gibi.. verecek cevap bulamam ben.. çünkü kendime hiç dikkat etmem... yazmasam regl tarihlerimi bile bilmem.. o kadar yabancıyım kendime.. mental bi varlıkmışım gibi sanki, bu beden benim değilmişcesine..
son zamanlarda korkmaya başladım ama.. kendimi dinlemediğimden düzenli bi rahatsızlığım yok gibi geliyo ama, aslında pek çok insanı yatalak yapabilecek dertlerin pençesindeyim korkarım...
bıraksalar beni, alsalar tüm mecbıriyetlerimi omuzlarımdan; bütün gün evde uyuyarak ve ilaç içerek yaşayabilirim.. attığım adımda yoruluyorum..
bi hastalık teşhisi kondu bana ilkbaharda.. böle yorgunluk yapan, kilo aldıran, kansızlık yapan fln.. adı da hipotiroid.. ben ilacını bile içmiyorum meretin... zaten alerjim bin beter.. burnumdan nefes alamadığımdani yarım performanstayım.. bi de gün içinde 50 hapşuruk, çoğu peşpeşe.. bi de akıp duran bi burun, sulanan gözler fln.. uykum bile verimsiz, uyuduğumu anlamıyorum..

farkındayım böle yaptıkça, kendime acıyorum ama bak sölemedi demeyin, içimde bi his var ki, yakındır ben ölür giderim.. hani insanların hayalleri olur ya.. vision diyo ecnebiler.. bende onlardan yok hiç.. mesela kendimi kucağımda çocukla düşünemiyorum.. üstümde gelinlik de olmuyor hiç.. istesem de, o imajı beynimde oluşturamıyorum.. demek ki diyorum, olmayacak..

aman.. neler söylüyorum böle kuzum!
çok kaşınıyo ama burnum ben hacı.. genzim de kaşınıyo.. gözlerim de.. sürekli bi hapşurma isteği içimde.. yanımda bi rulo kağıt havlu.. iki günde bi rulo eziyorum zaten..

sıkıldım çok ya.. valla bak..
5.12.2009

HeZeYaN

ders çalışmam gerektiğini sölemiştim di mi? bu gün içinde yazdığım yazıyı okuyanlar bilirler.. evet yılmadım bu konuda, çalışacağım... kardeşime gittim, geldim.. uyudum.. sabahın beşinde kalktığımdan mütevellit, deli gibi uykusuzdum.. hatta yolda ineceğim durağa saniyeler kalmışken, gözüm açık rüya görüyordum... bu adrenalin bile beni uykudan alamamıştı.. yeni uyandım.. bişiler yedim, kola içtim ve evet şimdi ders çalışmaya başlayacağım...
ama...
sevgilime "bu akşam ders çalışmam lazım, gelme sen" dedim.. çünkü o burdayken, konsantrasyon sorunu yaşıyorum... ders fln da çalışamıyorum.. konuşasım, oyun neyin oynayasım, itişip kakışasım geliyo...
ama bugün o kadar kötüyüm ki... alerjim tavan yapmış durumda, burnum silmekten yara oldu, hapşurmaktan ciğerlerim sızlıyo.. gecenin ilerleyen saatlerinde daha da kötü olmaktan korkuyorum.. şimdi sevgilimi çağrmak niyetindeyim.. onun yanımda olması, gecenin köründe fenalaşma ve hastaneye gitme ihtiyacımın doğması olasılığına karşı beni rahatlatacak gibi..
ama ulaşamıyorum kendisine.. uyandığımda aradım, meşgul verdi.. genelde öle yapıyo.. sen kapa ben ararım demek.. ama aramadı, nerdeyse yarım saat oldu.. nolur uyuyo olmasın allam, çok korkuyorum...
şimdi işten çık, bi de karşıya geç.. annem, kardeşimin evlendiğinde oturacağı evi görmeye gidiyo bugün.. yani nişanlısının evini.. biz de bu büyük olaya şahitlik etmek üzere orda hazır bulunacağız..

hayır, ben niye gidiyorum; onu bilmiyorum.. benim salı günü hayvan gibi bi dersten sınavım var.. oturup çalışmam lazım.. ama yine de kıramıyorum, gelemem diyemiyorum...

olacak bişi de yok ha.. gidices, oturup kahve içices, teyzem sigara içirmeyecek bize evde, balkona fln kaçıcas.. annemle teyzem kendi halinde sohbet ederken, biz de kuzen kuzene arka odalardan birinde takılıcas.. eve gitme sebebimiz olan ev gezme işi de takriben yarım saatte sona erecek..
işte şuraya şöle perde, böle yemek odası fln..

akşam eve döndüğümde muhtemelen uykum olcak çok, yorgun olcam.. uyucam muhtemelen... uyanabilirsem, ders çalışcam.. uyanamazsam, yarına kalcak.. bi günde 200 sayfa çalışılır mı? çalışılırsa, o çalışmadan hayır gelir mi?

o değil de, bu sabah beşte uyanmış bi bünyeyim ben... duş almış, oje fln sürmüş bi bünya hatta..
ona göre organize olursanız...
4.12.2009

BeNDeN GeÇMiŞ

aaaah, ah...
dün akşam bir efkar dağıtalım dedik, aldık bi ufak yeşil...
abbovvv! resmen benden geçmiş. iki kişi bi ufak içer de biri bayılır mı?
evet evet, o bayılan benim :) resmen kafam 1500 oldu...
gerçi biraz hızlı içtiğim söleniyo ama olsun...

şu alerji çıktı çıkalı, içki içemez oldum ya..
dün akşam da; rakıdan bi yudum alıyorum, başlıyo burnum kaşınmaya..
arkasından bi yudum su içiyorum, azıcık hafifliyo...
dört beş yudumda bir, hapşuruk krizi...
pek fena, pek..
insanı içkiden soğutur yaw...

oysa böle miydim eskiden?
çok güsel içerdim ha, öle böle değil...
hatta bi akşam tek başıma bi büyük votka içmişliğim bile var, yanında vişne suyuyla...
teeey,tey! şaraplar, biralar,rakılar...
ne güsel insandım ya, ne güsel içer de hiç sapıtmazdım..
bi de şimdi şu halime bak.. bi ufağın yarısını iç, bayıl...

bi de sarhoşluğum da pek temizdir benim...
içmeye ilk başladığım dönemler hariç, içip de rezalet çıkarmışlığım ya da kusmuşluğum fln yoktur hiç.. hemen uyurum... ama ne uyumak :)

zaten benim hayatın dertleri tasaları ve dahi zorluklarıyla baş etme yolum hep uykudur..
canım mı sıkıldı, uyurum... kalktığımda geçmiş olur.. her tartışmayı, kavgayı fln unutuveririm 2 saat uyuyunca... olayın şiddetine göre, uykuya duyduğum ihtiyaç artar mesela.. çok büyük bi kavgaysa, 10 saat uyuyunca unutuyorum..daha küçüklerinde süre 2 saate kadar düşebiliyo... ama uyumadan da gudubetin allahı oluyorum..

mesela, tartışıyoruz sevgilimle diyelim... aradan zaman geçiyo, aramız düselsin diye şirinlik yapıyo bana.. bi hönkürüyorum! benden beklemezsin yani.. ulen dersin bu kadar ufacık bişiden böle bi hönkürme nası çıkar... "hiçbişi olmamış gibi davranma bana! unutamıyorum, atamıyorum etkisini üzerimden.. uzak dur benden!" fln gibi.. hemen geri çekiliyo yavrum tabi..
sonra ben yatıyorum.. bi temiz uyuyorum, dediğim gibi olayın şiddetine göre.. uyanınca, eser yok eski halimden.. nası mutlu, çocuk gibi.. hafızam herşeyi silmiş... kim kimle tartışmış, onu bile bilmiyorum... yanaşıyorum sevgilime, bu sefer o bozuk atıyo... "ağzıma sıştın az önce unutamıyorum diye, ben de unutmuyorum o zaman" fln gibi zeytinyağı cümleler kuruyo... bi defa daha hökürüyorum bu sefer.. "sen uzat daha.. ne olur unutsan da aramız düzelse? amma kincisin arkadaş.. sen iki sene sonra, beni kesersin de" gibi :)

ama allahtan alıştı artık bu halime.. eskiden tartışınca ben yatmaya yeltenirdim de çok kızardı.. "tartışmanın ortasında yatıyosun, herşey yarım kalıyo, uyuz oluyorum" derdi. şimdi artık teşvik ediyo desem yeri.. bakıyo benim gözler kapanmaya başlıyo.. yatakta oturuyosa mesela, hemen kalkıyo ki, ben yatabileyim.. yatayım da, sakinleşeyim..

kıssadan hisse: uyumak güseldir, alkol almak kötüdür.. birbirinizle tartışmayın, hayat bayram olsun..
 
MüTeveLLi HeYeTi © 2009. BaLıK GöZüNDeN İNeK!